19 Nisan 2020 Pazar

SABAH EZANLARI

      Sabah ezanları benim için en çok çocukluğumdur. Anneannem ve dedem Ahmet Hoca Efendidir. Cevherağa caminin harika lojman evi, el kadar incirler,  Esra ile birlikte oje niyetine tırnağımıza yapıştırdığımız kan kırmızısı tırnak çiçeği, dayımın güvercinleri, derin ve sessiz odalar, mis kokulu mutfak, kazanın sıcaklığıyla buhar buhar tüten banyodur. 
     Sandık odasından bozma anneannemin yattığı oda canlanıyor zihnimde. Duvara yapışmış küçücük yatak, hemen karşısında boylu boyunca uzanan elbise dolabı, ayakucunda üst üste konmuş döşekler, mis gibi temizlik ve anneanne kokusu. 
    Duvar kenarında ben, yanımda anneannem. Saçlarımı beyaz tülbentle sarmışız üşümeyeyim diye. Zira yatmadan çok önce yıkanmış olmama rağmen belime kadar uzanan saçlarımın kurumamış olması muhtemel. Oda serin; soba,  küçük yatak odasının kapısının açıldığı oturma odasında için için yanmış ve sabaha karşı sönmüştür ve tam o sıralarda odanın içinde okunuyormuşcasına canlı ve genç bir sesle dedem sesleniyor tüm Müslümanlara; Allahuekber... Doğruluyoruz anneannemle.                       Anneannemin kolu duvarla benim aramda uyuşmuştur. Üşümeyeyim diye beni şefkatle koruyan kola ve kucağa veda ediyorum. Anneannem Bismillah deyip kalkıyor, ben gözlerimi yumuyorum yeniden.
     Açıversem de gözlerimi yine o vakte dönsem, sarılsam sarılsam da bırakmasam... Nur içinde yat anneannecim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder